Çağımız iş dünyası, sektör bağımsız, büyük bir rekabet içerisindedir. Bu yoğun rekabet ortamında bir işletmenin fark yaratabilmesi ise kaynaklarını en etkin, yetkin ve verimli şekilde kullanmasına bağlıdır. Bu noktadan bakıldığında, bir işletmenin en değerli kaynağının da insan olduğunu bilerek işletme içerisinde varlık gösteren insan kaynağının kişisel gelişimi işletme için birincil öneme sahip olmaktadır.
Çalışan Performansı İçin Kişisel Gelişim Yönetimi
İşletmelerin insan kaynakları departmanlarında kişisel gelişim yönetimi adına organize edilen eğitim ve etkinlikler, çalışanların performansını olumlu etkilediği gibi motivasyonlarını da artırmakta, çalıştıkları kuruma karşı sadakatlerini güçlendirmektedir.
İşletme içerisinde verimlilik artışını sağlamasının yanında, kurum içi çalışan ilişkilerine de katkı sağlayan kişisel gelişim; çalışanların kendi pozisyonları içerisinde inisiyatif alabilmesini sağlarken kariyer basamaklarında yükselmelerini de desteklemektedir.
Günceli Yakalamak, Değişen Dünyaya Ayak Uydurmak
Teknolojinin önü alınmaz gelişimi, dijital dönüşümün kendini her alanda hissettirmesi ile klasik okul eğitimi ne yazık ki profesyonel hayatı adımlayan çalışanlar için yeterli olmamaktadır. Çağa ayak uydurmak ve günceli yakalamak adına kişisel gelişim hiç durmamalı, çalışanlar bu konuda her zaman desteklenmelidir. Gerek İK departmanları gerekse çalışanların bağlı oldukları departmanlar yıllık bütçelerinde mutlaka eğitim için pay ayırmalı, çalışanların değişen dünyanın gerisinde kalmalarına engel olmalılardır.
Etkili İletişim İçin Kişisel Gelişim
Etkili ve açık iletişim kurulmasını sağlayan özgüven de kişisel gelişim ile mümkün kılınmaktadır. Kişinin sahip olduğu potansiyelin farkına varması ve sınırlarını genişletebilmesi için kişisel gelişimini sürekli hale getirmelidir. Çalışanların kişisel gelişimi hem profesyonel yaşamlarında hem de sosyal hayatlarında kendilerini daha doğru ve etkili biçimde ifade etmelerine, ikna kabiliyetlerinin de artmasına katkı sağlamaktadır.