Yazı dizimizin bu ayki konuğu Dr. Nesrin Kaplan Geçer. Kendisi tam da Covid-19 pandemisinin en yoğun olduğu dönemde tıp fakültesinden mezun olup mesleğine filyasyon ekibinde başlamış. Genç ve idealist bir doktor olarak süreci ve sağlık dünyasını değerlendirmesini rica ettik. Kendisine bu içten sohbeti için teşekkür ederiz.
Öncelikle bize kendinizden ve mesleki kariyerinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Dr. Nesrin Kaplan Geçer. İlk ve orta öğrenimimi ailemin de yaşadığı Tekirdağ’da tamamladım. 2014 yılında tıp eğitimim için İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne başladım. 2020 Temmuz ayında Cerrahpaşa’dan mezun oldum. Evliyim ve İstanbul’da yaşamaktayım. 2020 Kasım ayında filyasyon ekibinde hekim olarak çalışmaya başladım. Tıpta Uzmanlık Sınavını (TUS) kazanarak 2021 Şubat ayından beri Aile Hekimliği Uzmanlığı için Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde asistan doktor olarak görevime devam etmekteyim.
Aile hekimliğinde süreçler nasıl ilerlemektedir?
Ben Aile Hekimliği asistanlığındayım şu anda ancak filyasyon ekibinde çalışırken aile hekimliğinin çok fazla görevi olduğu gördüm. Aile Sağlığı Merkezlerinin yoğunluğu hiç olmadığı kadar arttı. Karantinaya alınan her hastanın takibi, aile hekimleri tarafından yapıldı. Semptomatik tedavileri, aile hekimleri tarafından düzenlendi. Aşılama için aile sağlığı merkezlerine başvurular çok fazla oldu. Özellikle yaşlı hastalar için mahallesinde bir aile sağlığı merkezi olması büyük kolaylık sağladı.
Covid-19 döneminde kendinizi ve yakınlarınızı nasıl koruyorsunuz?
Mesleğe filyasyon doktoru olarak başladığımdan, günde yüzlerce pozitif hastaya ilaç vermek için evlerine kadar gidiyordum. Şüpheli vakalardan da çokça kez sürüntü örneği aldım. İşim bu olduğu için iş yerinde de kalabalık ortamlardan özellikle uzak duruyordum. Yemeğimi mümkün olduğunca açık havada yemeye çalışıyordum ya da iş kıyafetlerimi her gün 60 derecede yıkamaya özen gösteriyordum. Yakınlarımı nasıl koruduğuma gelince ben zaten covid-19 pandemisiyle en önde savaşan bir doktor olduğum ve taşıyıcı olabileceğimi ya da semptomsuz bir hasta olabileceğimi bildiğim için onlarla çok yakın temasta bulunmadım. Özellikle mesafeye ve hijyene çok dikkat ettim. Şu zamana kadar covid-19 olmadan gelebildim. Ailemin ya da yakınlarımın da covid-19’a yakalanmalarına engel olmaya çalıştım diyebilirim.
Pandemi döneminde sağlık sektörü çalışanlarının çalışma saatlerinin ve nöbet yoğunluğunun arttığı konuşuluyor. Bu yoğun tempo performans olarak size zarar vermiyor mu?
Covid-19 dönemi tüm sağlık çalışanlarının hayatını etkiledi. Ben de dahil, tüm sağlık çalışanları ailesinden uzak durmak zorunda kaldı. Çok uzun nöbetler tuttuğu için kendinden ödün vermek zorunda kaldı. Bu gerçekten ruhen ve bedenen çok yıpratıcıydı ama bir hastanın covid-19 enfeksiyonundan kurtulduğunu; iyileştiğini, taburcu olduğunu görmek bambaşka bir duygu. Muhtemelen performansımızdaki zararın anca pandemi bittiğinde farkına varacağız çünkü şu anda tamamen hastaları iyileştirmek ve eski hayatımıza geri dönmek amaçlı ilerliyoruz.
Sağlık sektöründeki dijital süreçlerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? İyileştirmeler için ne gibi çözümler üretilebilir?
Sağlık sektöründe dijital süreçler yeni yeni hayatımıza girmeye başladı. Biliyorsunuz ki artık raporlar sistemlerde görülüyor. Görüntüler sistemlerde oluyor ya da hastanın herhangi bir geçmiş tahlilini sistemden görebiliyoruz. Sistem yeni yeni oturmaya başladı. Her şeyi elle yazmaya ya da dosya doldurmaya alışkınız. Bu bir süreç. Zorlanmalar, aksaklıklar olacak ancak dijital süreci sağlık sistemine tam anlamıyla oturttuğumuzda çok kolaylık sağlayacak. Bir tıkla hastaya ait en doğru bilgiyi diğer bir doktordan alabileceğimiz zamanlar yakındır.
Kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmişken tekrar yasaklar geldi. Bugünlerde insanlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Covid-19 tavsiyelerime gelirsek ben filyasyon ekibindeyken covid-19 olmadıysam maske, mesafe, hijyen kurallarına uyduğum için olmadım. Özellikle dışarıdan geldiğimde her zaman kıyafetlerimi değiştirdim. Kalabalık ortamlardan uzak durdum. Evet biliyorum insanlar artık evde kalmak istemiyor, sosyalleşmek istiyor ama biraz daha sabır lütfen. Özellikle ellerimizi sık sık yıkayalım, hijyene ve mesafemize dikkat edelim. Maske kullanımını doğru olarak yapalım. Şu anda biliyorsunuz ki mutasyonlu virüs devrede, yani bu mutasyon dediğimiz virüs bulaşın daha hızlı olduğunu gösteriyor. Bu yüzden karantina kurallarına iyi uyarsak hastalığı da iyi izole ederiz ve yayılmasını engelleriz.