31 Mayıs Pazartesi akşamı gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrası pandemi sebebiyle bir süredir yoğun şekilde hissettiğimiz yasaklar, kısıtlamalar bir nebze de olsa azaltıldı. Kimi iş yerleri hijyen ve sosyal mesafeye uyarak ofis ortamına dönülmesi konusunda adımlar atarken kimi kurum ve kuruluşlar halen uzaktan çalışma prosedürlerini uyguluyor. Biz de haziran ve temmuz aylarında, iş yeri hemşirelerimizin, hekimlerimizin çalışma koşulları ve pandemi döneminde iş yerlerinde çalışmalarına devam eden personellerin dikkat etmesi gerekenler üzerine konuşmak istedik. Haziran ayı konuğumuz bir iş yeri hemşiresi Hilin Demir.
Merhaba, öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?
Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra çalışmaya başladım. Yirmi dört yıldır görev yapmaktayım. İlk on iki yılımı Elazığ’da, son on iki yılımı ise İstanbul’da geçirdim. Bir kamu kuruluşunda iş yeri hemşiresi olarak göre yapıyorum ve iki çocuk annesiyim.
İş yeri hemşiresi olmak ile hastanede çalışmak arasında ne gibi farklar vardır?
İş yeri hemşiresi olarak çalışmak elbette ki hastanede çalışan meslektaşlarımıza nazaran bir nebze de olsa daha kolay. Olağanüstü bir durum olmadığı müddetçe mesai saatlerimiz sabah 8 akşam 5 olarak belirli bir düzende devam ediyor. Hastanede çalışan meslektaşlarımız ise gece gündüz demeden nöbet düzeni ile çalışmaya devam ediyor. Onlar sürekli yeni hastaların tedavileri ile ilgilenirken biz aynı personellerin sağlık durumları ile ilgileniyoruz. Çalıştığım kurumda altı yüze yakın personel bulunuyor. Hastanede çalışan arkadaşlarımız insan sirkülasyonunun yoğun olduğu bir ortamdalar. Bizim iletişimimiz, takiplerimiz, çalışmalarımız daha rahat bir şekilde ilerliyor.
İş süreciniz nasıl ilerlemekte?
İş sürecimizi genel olarak rutin poliklinik hastalarımız, takipteki hastalar, saha kontrolleri, sağlıkla ilgili bilgilendirmeler, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) birimiyle yürüttüğümüz çalışmalarımız oluşturuyor.
Pandemi döneminde karşılaştığınız olağandışı durumlar var mıydı?
Sevdiğimiz çalışma arkadaşlarımızdan vefat edenler oldu. Tabii ki bu durum bizi derinden etkiledi, üzdü. Aile gibi gördüğümüz insanlara artık üzerinde tehlike işareti varmış gibi bakmaya başladık. Selam vermekten korkar bir hale geldik. Pandemi sebebiyle yakınlarından kayıp yaşamayanlar ne yazık ki yok denecek kadar az. Hastalığın etkileri bir yana insanların psikolojileri gerçekten çökme noktasına geldi.
Çalışanların sağlıklarını güvende tutmak için ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz?
Her yerde duyurulan üç temel kuralı biz de sürekli çalışanlara duyuruyoruz: sosyal mesafe, maske, hijyen. Pandemi sürecinin dikkate alınması gerektiğini, aşılama zamanı gelen kişilerin vakit kaybetmeden aşılarını yaptırmaları gerektiğini ve kalabalık ortamlardan olabildiğince uzak durulmasının bulaş riskini azaltmadaki önemini vurguluyoruz.
Riskli bir ortamda mı çalışıyorsunuz? Çalışma koşullarımızı pandemiye göre ayarlamak için nelere dikkat etmeliyiz?
Çalıştığım iş yeri çok tehlikeli sınıflandırmasında bulunuyor. Şu an için esnek çalışabilecek durumda olanlar uzaktan çalışmayla işlerini yürütüyorlar. Risk grubunda bulunanlar idari izinli sayılıyor. Kurumumuzda sürekli HES Kodu sorgulamaları yapılmaktadır. Kurum içi toplu etkinlikler yerine online platformlar tercih edilmektedir. İş yerinde kullanılan ortak alanlar, servisler düzenli olarak dezenfekte edilmektedir. Farkındalığı arttırmak için bilgilendirme panolarında ve bilgisayar açılışlarında görsel uyarılar kullanılmaktadır.
Süreci ciddiyetle takip ettiğinizi anlıyoruz. Son olarak bize neler söylemek istersiniz?
Pandemi, sabır gerektiren bir süreç. Herkes bireysel olarak üzerine düşeni yaparsa bu sürecin üstesinden gelebiliriz. Çocuklarımıza sağlıklı bir dünya bırakmak istiyorsak bugünden başlayalım.
Maske, mesafe, hijyen!
Sağlıkla kalın.